9 Mart 2001 Cuma

Yeni Asır'ın gurur tablosu: İşten attığı gazeteciler!


İZMİR - 03. 03. 2001 tarihli Yeni Asır Gazetesi'nin iç sayfalarında yer alan bir ödül haberi çoğu kişinin gözünden kaçmıştır. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Hasan Tahsin Gazetecilik Yarışması'nda Yeni Asır'ın aldığı 16 ödül, gazete tarafından "Gelenek bu yıl da bozulmadı. Ödüllerin büyük bir kısmını Yeni Asır aldı" diye duyurulmuş. "İşte gurur tablosu" başlığıyla da ödül alan gazetecilerin ismileri ve ödül aldıkları alanlar yazılmış. Başka zaman olsa iki gün baş sayfadan hatta manşetten verilen bu ödül haberleri, bu yıl her nedense iç sayfalarda, fazla göze batmayan bir yerde verilmiş. Herşeyin bir nedeni olduğu gibi bunun da var elbet! Y. Asır "işte gurur tablosu" diye sunduğu ödül alan 16 gazeteciden 5'i şu anda işten atılmış durumda! Hem de bu haber çıkmadan günler önce işten atılmışlardı! Sinan Genç, Seçil Utma, Müslüm Karaaslan, Saygın Sekizkardeş ve Ömer Genç "ödüllü" ve "işsiz" gazeteciler şimdi.
"Çok iyi ilişkiler" içinde oldukları devlet yetkililerinden milyarlarca lira teşvik alan, o da yetmeyip banka hortumlayan, kara para aklamadan, hayali ihracata kadar bir sürü kirli ilişkiler içinde yuvalanan medya patronlarının en son icraatları, yılbaşından bu yana işten attıkları 3000 in üzerinde gazeteci oldu. "Ekonomik kriz, küçülme ihtiyacı..." v.b. bir sürü gerekçeler arkasına sığınarak basın emekçilerini işten çıkarmada birbiriyle yarışan "İkitelli Baronları", bu gazetecilerin emekleri karşılığı aldıkları ödülleri de, kendi reklamları olarak kullanmaktan bir çekince duymuyorlar.
Günlerdir süren gazeteci kıyımına karşı çeşitli biçimlerde tepki göstermeye çalışan gazeteciler, bayram öncesi işsiz kalmanın, yıllardır emek verdikleri yerden gerekçesiz uzaklaştırılmanın burukluğunu yaşarken, işten çıkarılanlar arasında yer alan, "köşe kapmış" ve "tanınmış" kimi meslektaşlarının konuya yaklaşımlarındaki duyarsızlığı ile de sarsılıyorlar. Gazetecilikte 30 yıllık geçmişi bulunan bir abileri "Kimseye kırgın değilim. İşten çıkarılmam konjoktürel bir olay"  diye nitelendiriyor, 30 yıldan sonra "hadi eline sağlık" denerek kapı önüne konmayı.
Konjoktür her değiştiğinde insanları işten çıkarmak mübah öyleyse?! Hatta patronlar, konjoktürün değişmesini de beklemeyip, canları istediğinde kapının yolunu göstersinler insanlara! Ki çoğu zaman öyle oluyor zaten. 30 yıllık tanınmış gazetecinin sözlerindeki umarsızlığı ve tuzukuruluğu, işten atılan 3000 kişiye karşı en hafif deyişle saygısızlıktan başka birşey değil. Tıpkı işten attıkları gazetecilerin aldıkları ödülleri "İşte gurur tablosu" diye böbürlene böbürlene veren Yeni Asır'ın yaptığı gibi. İşten atıldığı gün yaptığı haber manşetten giren meslektaşımızın yüzündeki şaşkınlık, birkaç gün sonra ödül  kazandığını öğrendiğinde daha da artarken, yüzlerine bulaşan her ıslaklığı İzmir'in meşhur İmbat'ının getirdiği deniz damlacıkları, ya da halkımızın bildiği tabirle "Nisan Yağmuru" sanan gazete patronları ise, işten çıkardıkları gazetecinin emeğini sömürmeye devam ediyorlar.

Yılardır iş güvencesinden yoksun, sendikalaşmaya çalıştıkları, örgütlendikleri için işten atılan gazeteciler için son yaşanan kıyım, imza kampanyaları, ya da basın açıklamalarının ötesinde bir anlam taşımak zorunda. Toplumun her kesimi gibi gazetecilerinde, işleri ekmekleri için örgütlenmekten, sermayenin karşısına örgütlü bir güç olarak çıkmaktan başka şansları kalmamıştır. Örgütlü bir kesime sermayenin bu kadar pervasızca saldıramayacağı, ya da saldırılar karşısında emekçilerin bu denli tepkisiz olmayacağı, sınıf mücadelesinin yaşanan onca deneyimiyle sabitleşmiştir. (Evrensel) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...