7 Ekim 2015 Çarşamba

Biz bu yollardan geçeli 60 yıl oldu!


Özer AKDEMİR

Geçtiğimiz Ağustos ayı boyunca 5 farklı Karadeniz ilinde gerçekleştirilen Çevre için Medya iletişim Ağı Çalıştayları kapsamında yapılan Almanya’daki inceleme gezisi devam ediyor. Türkiyeden gazeteciler ve ekoloji mücadelesinden temsilcilerin yer aldığı ekip gezinin ikinci gününde Alman uzmanlarla Almanya ve AB’nin enerji politikalarının yanı sıra Türkiye’nin nükleer, HES ve termik santral politikalarını tartışma olanağı buldu.

2023’TE TÜM NÜKLEER SANTRALLER KAPANACAK
Almanya’nın Detmold kentinde 2. Dünya savaşı sırasında yapılan ve daha sonra kültür merkezine çevrilen büyük bir uçak hangarında yapılan toplantıya özellikle rüzgar enerjisi konusunda uzman olan Max Breiden Segler ve Hangar Kültür Merkezi yöneticisi  Reinhold Seeg katıldılar. Almanya halkının özellikle Fuksihima nükleer kazasının ardından nükleer enerji konusunda %80 oranında nükleer santrallere karşı olduğunu aktaran Segler, 2023 yılına kadar ülkedeki bütün nükleer santrallerin kapatılacağını belirtti. Almanya’da yenilenebilir enerjinin payının toplam enerji içinde %30’a ulaştığını ve bunun her geçen gün arttığını dile getiren Segler, 2000’lerde çıkarılan kanunlarla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin arttığını söyledi. Segler, yenilenebilir enerji maliyetinin nükleer, termik ve HES’lere oranla düşük olması ve teşvikler nedeniyle diğer enerji üretim türlerinin zamanla yok olacağını söyledi.

BİZE DE ‘NÜKLEER OLMAZSA KARANLIKTA KALIRIZ’ DEDİLER
1970’lerde Alman devletinin nükleere halkı ikna edebilmek için “nükleeri yapmazsak karanlıkta kalırız” propagandası yapmaya çalıştığını, Türkiye’nin bugünkü durumunu buna benzediğini söyledi. Segler, nükleer santrallerin atık sorunlarının hala çözülemediğini, diğer risklerinin yanı sıra bu sorun nedeniyle önemli bir kopuşun yaşandığını söyledi. Segler, “enerji üretimini elinde tutan 4 büyük şirket bu nedenle kaybetmeye mahkumlar. Enerji üretimi şimdi rüzgar ve güneşten üretim yapan küçük üreticiler, kooperatiflerce yapılmaya başlandı. Diğer enerji türlerine göre ucuz ve yenilenebilir olması nedeniyle her geçen gün gelişiyor” dedi.

HALK İSTEMEZSE RES YAPILAMAZ
Almanya’nın özellikle kuzey bölgelerine kurulan rüzgar santrallerinin yöreye etkisini kurulmadan önce çok iyi bir şekilde incelendiğini, halktan 1 kişinin bile karşı çıkması durumunda mahkemelere gidilerek RES’lerin engellenebildiğini aktaran Segler, direklerin yüksekliklerine göre en yakın yerleşime 400-600 metre uzakta olması gerektiğini söyledi. 

Kömüre dayalı termik santrallerin son derece katı kurallara uymak zorunluluğu bulunduğunu, ürettikleri ısıyı da yakındaki kentlerin ısınmasına vermek zorunda olduğunu kaydeden Segler, yeni termik ve HES yapımının olmadığını dile getirdi. Segler, “Halk bir projeyi kararlı bir şekilde protesto ederse politikacılar buna göre davranmak zorunda. Bu tür enerji üretimleri kısa vadede bazı şirketlere kar getirebilir ama uzun vadede halka zarar verdiği görüldü. Türkiye Almanya’nın 1960’larda yaptığı hataların aynısını yapıyor şu an. 60 yıl önce bizim gökyüzü de dumandan görünmüyordu. Oysa sisli Almanya’da bile güneş enerjisinden bu kadar elektrik elde edilebiliyorsa Türkiye’de haydi haydi üretim yapılır. Halk yöneticiler 20 yıl sonra nasıl yaşayacaklarına karar vermeleri gerekiyor” dedi.
Toplantıda söz alan gazeteci ve ekoloji mücadelesi temsilcileri Türkiye’deki enerji ve maden uygulamaları hakkında bilgi verip Almanya’daki uygulamalarla ilgili sorularına yanıt aradılar. Almanya Detmold kenti ve çevresinde beş gün sürecek inceleme gezisinde özellikle Almanya’daki RES ve güneş gibi yenilenebilir enerji uygulamaları yerinde gidip gözlenecek ve uzmanlarla değerlendirilecek. (Detmold/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 07 Ekim 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...