24 Ekim 2015 Cumartesi

Tüm altın madenlerini kapatacağız

Efemçukuru altın madenini vekillere sordular
HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan çevresel koşulları uygun hale gelene kadar tüm maden ocaklarını kapatacaklarını söyledi.
EGEÇEP’in basın toplantısında konuşan Müslüm Doğan, daha önce Efemçukuru ile ilgili Meclis’e soru önergesi verdiğine dikkat çekti ve “Yaşanabilir bir dünya hepimizin talebi olmalı. Siyasi farkı farkları olmamalı. Partimizin bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu ileride göreceksiniz” diyerek, EGEÇEP ve benzeri kuruluşların bu yöndeki mücadelelerinin örnek teşkil ettiğini ve çok değerli olduğunu söyledi.
İzmir’in en önemli su havzalarından olan Efemçukuru’nda 2011 yılından beri altın arayan şirketin ÇED raporunun iptal edilmesine rağmen çalışmalarını durdurmasını ve yaklaşan tehlikeyi kamuoyuyla paylaşmak için EGEÇEP’in düzenlediği basın toplantısına HDP Milletvekili Müslüm Doğan, milletvekili adayları Gülistan Kılıç Koçyiğit, Eylem Yıldız ve İbrahim Akın da katıldılar.
EGEÇEP Dönem sözcüleri Merih Yücel, Cezmi Tomrukçu, Turgut İnel ve EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı’nın katıldığı basın toplantısında, açıklamanın okunmasından sonra söz alan HDP Milletvekili Doğan, daha önce Efemçukuru ile ilgili Meclise soru önergesi verdiğine dikkat çekti ve “Çevresel koşulları sağlanana kadar tüm madenleri kapatacağız. Yaşanabilir bir dünya hepimizin ortak hedefi olmalı” dedi. “HDP iktidarda söz sahibi olduğunda yapacaklarımızı hepiniz göreceksiniz” diye söz de veren HDP Milletvekili Müslüm Doğan, EGEÇEP gibi kuruluşların mücadelelerinin çok değerli olduğunun altını çizdi ve “Yaşanabilir çevre konusunda siyasi parti farkı olmamalı” ifadesini kullandı.
Tüm altın madenlerini kapatacağız
KOCAOĞLU İZMİRLİYİ YANINA ÇAĞIRSIN, BİZ ONUN YANINDAYIZ
HDP İzmir Milletvekili adayı İbrahim Akın ise yaptığı konuşmada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na çağrı yaptı. “Aziz Kocaoğlu İzmir halkını yanına çağırsın, biz Aziz Kocaoğlu’nun yanındayız” diyen Akın şöyle devam etti: “Aziz Kocaoğlu Efemçukuru konusunda sağlam dursun, biz arkasındayız. Mevcut hükümet yasal olarak engel oluyorsa açıkça ilan etsin, biz HDP olarak arkasındayız”
“İzmir’in sağlıklı içmesuyu hakkını sağlamak ve korumak yerel yönetimlerin sorumluluğundadır” diyen Akın, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne İzmir halkıyla birlikte hükümetin karşısında yerel yönetimden gelen yetkilerini kullanma çağrısında bulundu.
SUYUMUZ PET ŞİŞE İÇİNE GİRDİĞİNDE TEPKİ VEREBİLSEYDİK
HDP İzmir Milletvekili adayı Gülistan Kılıç Koçyiğit de basın toplantısında söz alarak “İçme suyumuz pet şişelere girdiğinde topyekûn tepki verebilseydik, bugün Efemçukuru için mücadele etmek zorunda kalmayabilirdik” dedi. HDP’nin parti programında ekolojinin temel başlıklardan biri olduğunun altını çizen HDP’li vekil adayı Koçyiğit “EGEÇEP’in başarılı mücadelesini selamlıyor ve bugüne kadar yapamadıklarımız için bugünden sonra yanınızda olma sözü veriyorum” ifadesini kullandı.

HDP Milletvekili adayı Eylem Yıldız da ülkenin sağ hükümetler tarafından hep genelgelerle yönetildiğinin altını çizdi ve “Uluslararası sözleşmeler bir tarafta, yılların direnişleri kazanım olarak bir tarafta dururken, hiyerarşi gereği en alt sıralarda yer alması gereken genelgeler, bizim ülkemizde birinci sırada. Su hakkımız da genelgelerle elimizden alınıyor” dedi. Yıldız HDP’nin sloganının inadına Barış olduğu kadar, İnadına Yaşanabilir Çevre olduğuna da vurgu yaptı ve “İzmir’in suyu damla damla zehirlenirken, Kıbrıs’a İsrail’e su götürmeye çalışmamız çok acı” dedi.

MİLLETVEKİLLERİ VE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI BASIN AÇIKLAMASI TOPLANTIMIZ EFEMÇUKURU FORUMUNA DÖNÜŞTÜ
23 Ekim Cuma günü Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde yaptığımız, "Efemçukuru ile Elele İzmir Milletvekili Adaylarına Soruyor: Zehir Saçan Altın Madeni ve Çamlı Barajı Hakkında Hedef ve Programınız Nedir" basın açıklamamız aday ve milletvekillerinin katkılarıyla bir saati geçen bir foruma dönüştü.
Efemçukuru ÇED İnceleme Değerlendirme Komisyonu'nun Efemçukuru toplantısından çıkartılan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Geçici Hükümet'te bir süre Kalkınma Bakanlığı yapan HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, HDP İzmir Milletvekili adayları Eylem Yıldız, Gülistan Kılıç Koçyiğit ve İbrahim Akın(Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi kökenli) da katıldı.
Her iki milletvekili, adaylar birer konuşma yaptı. Elele Dönem Sözcüleri Merih Yücel, Turgut İnel, Cezmi Tomrukçu, Egeçep Derneği Yürütme Kurulu Üyeleri Oya Otyıldız, Arif Ali Cangı ve Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden Savaş Dilek son kısımda kısa hatırlatmalar, milletvekili ve adaylarına önemli bilgilendirmeler yaptılar. 22 Ekim günü Efemçukuru Köyü'nde yolu Maden çalışanları tarafından kesilen ve Jandarma'nın konuya dahil olmasıyla yoluna devam edebilen Barış Özel de söz aldı.
Müslüm Doğan, bakanlık görevi süresinde benzer bir şirket raporunun önüne geldiğinde, danışmanlarıyla yaptığı kısa incelemenin ardından, raporun çelişkiler, tutarsızlıklar ve çarpıtmalarla dolu olduğundan ve konunun çevre açısından zararlar doğurabilecek nitelikte olduğunu tespit ettiğinden ve kağıdın üzerine kocaman bir çarpı attığından bahsetti. Gelecek HDP iktidarlarında çevre konusundaki duyarlılıklarının aynı olacağını ve zaten HDP'nin Parti Programı ve Seçim Bildirgesi'nin çevre konusunda gerekli düzenlemeleri ve ilkeleri içerdiğini söyledi. Risk şüphesi barındıran tüm madenlerin işletilmesinin toplu bir şekilde gerekli tedbirler alınana dek durdurulacağının sözünü verdi. Ayrıca Doğan'ın Efemçukuru konusunda, 25. Dönem'de verdiği bir Soru Önergesi uzun süredir yanıtlanmayı bekliyor.
Kamil Okyay Sındır, EGEÇEP ile birlikte, İzmir Zıraat Mühendisleri Odası Başkanlığı sırasında yaptığı çevre mücadelelerinden, Efemçukuru için yaptıklarından bahsetti. “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu süreçteki tavrı, duruşu ve bakışını da çok iyi biliyorum. O meseleye girmeyeceğim ama şunu söyleyeyim en nihayetinde Büyükşehir Belediyesi de artık Çamlı Barajı’nın yapılması ve orada bu madencilik işletmesinin olmaması gerektiği konusunda taraftır” dedi.
Kamil Okyay Sındır'ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda 20 ağustosta yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu'nun Olaylı Efemçukuru Toplantısı'yla İlgili Çarpıcı Açıklamaları:
Kamil Okyay Sındır, 20 Ağustos 2015 günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen İDK Toplantısı'na, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa ile birlikte katıldıklarını, toplantının katılımcısı olan milletvekilleri, Bakanlık yetkilileri ve Şirket ortaklarının buna çok şaşırdıklarını, böyle bir durum beklemediklerini belirtti. Kendilerine söz hakkı verildikten sonra dışarıya davet edildiklerini, bir süre itiraz ettikten sonra olayın büyümemesi için salonu terk ettiklerini söyledi. "Kendi aralarında konuştuklarından, planladıkları gizli bilgi ve belge paylaşımlarının kamuoyu tarafından öğrenilmesinden endişe ediyorlardı" dedi.
Ancak toplantıda yaşananlar Sayın Milletvekili'nin alçakgönüllülükle anlattığının çok ötesindedir. Dışarıya davet sonrası yaptığı konuşma son derece ağır, muhattapları açısından yüz kızartıcı ve çevre savunması adına tarihe geçecek nitelikteki sözlerden oluşmaktadır. En altta verdiğimiz bağlantıdan konuşmayı okuyabilirsiniz.
HDP İzmir Milletvekili adayı Gülistan Kılıç Koçyiğit “İçme suyumuz pet şişelere girdiğinde topyekûn tepki verebilseydik, bugün Efemçukuru için mücadele etmek zorunda kalmayabilirdik” dedi. Parti Programı'nda ekolojinin temel başlıklardan biri olduğunun altını çizen Koçyiğit “EGEÇEP’in başarılı mücadelesini selamlıyor ve bugüne kadar yapamadıklarımız için bugünden sonra yanınızda olma sözü veriyorum” dedi.
HDP Milletvekili adayı Eylem Yıldız da ülkenin sağ hükümetler tarafından hep genelgelerle yönetildiğinin altını çizdi ve Anayasa'nın 90. Maddesi'ndeki "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" hükmünden bahsederek, “Uluslararası sözleşmeler bir tarafta, yılların direnişleri kazanım olarak bir tarafta dururken, hiyerarşi gereği en alt sıralarda yer alması gereken genelgeler, bizim ülkemizde birinci sırada. Su hakkımız da genelgelerle elimizden alınıyor” dedi. Yıldız, HDP’nin sloganının "İnadına Barış" olduğu kadar, "İnadına Yaşanabilir Çevre" olduğuna da söyledi ve “İzmir’in suyu damla damla zehirlenirken, Kıbrıs’a İsrail’e su götürmeye çalışmamız çok acı” dedi.
Söz Alan Diğer Kişilerin Konuşmalarından Önemli Kısımlar:
Savaş Dilek (Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi bünyesinde hazırladığı bilimsel raporlarla, mahkeme kararlarına dayanak olmuş Jeoloji Yüksek Mühendisi)
Savaş Dilek şu iki noktaya dikkat çekti:
1. Bilimsel, teknik ve hukuksal mücadele yeterli değildir. Mücadele siyasi olmalıdır. İktidar şirketlerin yanında duruyor. Halkın yanında durması için demokratikleşmelidir.
2. Son Bilirkişi Raporu'ndan önce, bir tek, 2005 ÇED Raporu ile ilgili, 9 Eylül Üniversitesi'nden Hidrojeolog Doç. Dr. Gültekin Tarcan, Alper Baba ve bir diğer öğrencisine yaptırttığı yerinde incelemeye dayalı yeraltı suları ve akış yönleriyle ilgili tezi temel alan bir rapor hazırlamıştır. Geri kalan raporların tümü kuramsal ve varsayımsaldır, yerinde incelemeye dayanmamaktadır.
2012 ÇED Raporu'nun Mahkeme'ce iptal edilmesine dayanak olan, şimdiye kadar Efemçukuru hakkında yazılmış beşinci bilirkişi raporu, yerinde örnekler alarak, şirket tarafından hazırlatılmış önceki raporları test etmiş; kuru atık ve pasadadan(ekonomik olmayan kaya) aldığı beş örnekte, ağır metal ve asit maden drenajına neden olacak sülfürlü mineral tespit etmiş, en az 20 yıl olması gereken pasa geçirimsizliğini 58 gün olarak saptamıştır.
Bu rapor, yerinde inceleme ile, alınan pasa, kuru atık ve su örnekleri önceki raporların gerçekleri yansıtmadığını faş etmiştir. (açığa vurmuştur)
Bu Bilirkişi Raporu da, ilgili Mahkeme Kararı da çok önemlidir. Bunu her yerde, her ortamda vurgulamalıyız.
Arif Ali Cangı (Egeçep Derneği Hukuk ve Yazışmalar'dan Sorumlu Yürütme Kurulu Üyesi, Avukat)
2009/7 Genelgesi, şirketlerin çevre davalarını arkadan dolaşmalarına olanak sağlıyor. Bir bakan imzasıyla yürürlüğe girmiş bir genelge, Yasa'nın, Anayasa'nın üzerinde görülüyor. Yargı yoluyla genelgeyi iptal ettiremedik. Yasama yolu ile iptal ettirilmesi gerekiyor. Bu konuda değerli milletvekillerimize ve milletvekili adaylarımıza çok görev düşüyor.
Oya Otyıldız (Egeçep Derneği Basın, Organizasyon'dan Sorumlu Yürütme Kurulu Üyesi, Doktor)
Efemçukuru Altın Madeni'nin açılmasını bu girişimin yıllarca engellediğini, bu çabalar olmasa tahribatın 2011'de değil belki de çok daha önceki yıllarda, 2000 yılında başlamış olacağını belirtti. Salonda bulunan ve bulunmayan çok değerli yaşam savunucuların, hiçbir ücret talep etmeden mücadele yürüten avukatlarımızın başardıklarının, Bergama ile başlayan süreçte, şirketlere ve İdare'ye karşı 20 yılı aşkın böylesine bir mücadele yürütmenin çok, çok zor olduğunu söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...