2 Aralık 2013 Pazartesi

Kazdağlarında yaklaşan felaket

Kazdağlarında yaklaşan felaket
Özer Akdemir
İzmir


Bayramiç Barajını tepeden gören Kurşunlu köyünde yine iş makinelerinin sesleri yükseliyor. İş makineleri delik deşik ediyor köyün üzerindeki Killik Tepesini. Toz, gürültü, taş toprak köyün üzerine yağıyor her geçen gün. Eski köylerini baraja verip, daha yukarılara çekilen köylüler, topraklarının şimdi de felsdpat madeni için ellerinden alınmasına karşı direnmeye çalışıyor. Ağaçlara kendilerini bağladılar, iş makinelerinin önüne çıkarak ‘Duran Köylü’ eylemi yaptılar, Ankara’ya gidip mecliste dertlerini anlatmaya çalıştılar, maden alanına çadır kurup açlık grevine yattılar… Ama olmadı!...

ÇOK SAYIDA HASTALIK ORTAYA ÇIKACAK’

Madenin kirliliği yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki Bayramiç Barajına karışıyor. EGEÇEP tarafından Kurşunlu Köyü’ne yapılan destek ziyaretinde EGEÇEP Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa, köyün içme suyu havzasına yakınlığına dikkat çekmişti: “Burada yapılan faaliyetin, buradan başlayıp bu suyun gittiği her yere zehir taşıması söz konusu. O yüzden bunun mutlaka engellenmesi gerekiyor, aksi taktirde çok sayıda insanın, buradan çıkacak zehirlerle atıklarla hasta olması söz konusu. Ki çok sayıda hastalık bu bölgenin sorunu olarak yaşanmaya başlayacak. Bunların hemen hemen hepsi de ağır metallerden, toksik kimyasallardan kaynaklı sağlık riskleri olacak.”

UYUYAN CANAVAR UYANACAK

Felsdpat madenciliği yapmak isteyen Zafer Madencilik adlı şirket Killiktepe’ de günde 100 ton pasa stoklayacağını belirtiyor projesinde. Bölgenin yoğun yağış aldığı göz önünde bulundurulursa, pasa içindeki sülfürün sülfirik asit olarak pasadaki ağır metalleri çözeceği, uyuyan canavarı uyandıracağı yapılan bir diğer uyarı. Bu, başta arsenik olmak üzere ağır metallerin Kurşunlu halkının içtiği, kullandığı sulara ve ekim yaptığı topraklara karışacağı anlamına geliyor. Bu ağır metaller Bayramiç Barajı’na da karışacaktır ki, bu baraj yöre halkının hem içme suyu hem de tarımsal sulamada kullandığı en önemli kaynak durumunda.
Baraja bu kadar yakın bir konumda, üstelik son derece eğimli bir arazide yapılacak madenciliğin baraj sularını kirleteceği uyarıları şu ana kadar duymazdan gelindi.

VALİ YASAYI BİLMİYOR MU?

Geçtiğimiz günlerde köye giden Çanakkale Valisi, dünyanın her yerinde madencilik faaliyeti yapıldığını belirterek, yine de verilen izinlere bakacağını söylemekle yetindi. Madenin kapatılması talebiyle 22 gün açlık grevi yapan Kurşunlu Köylüsü Bülent Behçet Özüner’i arayan vali yardımcısının sözleri de aslında pek farklı değildi, “Sorunla ilgileneceğiz. Yasal sürece bakacağız”. Felsdpat madeninin Bayramiç Barajına 1.150 metre uzaklığı ile barajın orta mesafe koruma alanında olduğu dile getiriliyor. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 19. Maddesi e fıkrasında içme ve kullanma suyu rezervuarlarının orta mesafeli koruma alanları için “Hiçbir şekilde maden ocağı açılmasına ve işletilmesine izin verilemez” hükmü var. Şimdi hem köylüler, hem de yaşam savunucuları valiliğin bu yasaya göre harekete geçmesini ve madene mühür vurmasını bekliyor.

KAZDAĞLARINI BEKLEYEN FELAKET SENARYOSU

Yerli-yabancı çok sayıda altın, kurşun, felspat, bakır ve molibden işletmecileri tarafından adeta kuşatılan Kazdağlarının bu ‘vahşi madencilik’ olarak tanımlanan faaliyetler sonrası yaşanmaz hale gelebileceği uyarısı, her geçen gün gerçekleşme olasılığı daha da yükselen bir felaket senaryosu haline geliyor.
MADEN ANTİK KENTE BİTİŞİK! 

Kurşunlu'da yapılan madencilin bir diğer yönü ise madencilik yapılan alanın Skepsis antik kentine bitişik olması. Çanakkale müze müdürlüğünün maden çalışmalarının sürdüğü Killiktepe’de çoban yerleşimleri diyerek küçümsediği alanın, antik kentin hinterlandı içinde bulunduğunu belirten köyde yaşayan Arkeolog Kağan Baraş, bu tepeninde 1. derece SİT içerisine alınması ve korunması gerektiğini söylüyor. Proje dosyasında 765 hektar olarak görülen ruhsat alanını sadece 7 hektarı için çalışma iznini olduğu dikkat çekiyor. Bu rakamın “ÇED gerekli değildir” belgesi almak için küçük gösterildiği şüpheleri dile getiriliyor. Proje dosyasında yıllık 100 bin tonluk bir kapasite artışından söz edilirken ve dosyadaki rakamlar buna göre hazırlanmışken, yıllık 300 bin ton üretim kapasitesi kafaları karıştıran bir diğer ayrıntı durumunda.
Eklenme Tarihi: 02 Aralık 2013 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...