7 Mart 2015 Cumartesi

Mimarlık geçmişe bakarak geleceğini arıyor


Özer AKDEMİR
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından düzenlenen Mimarlık Semineri 2015 başladı. Mimar Sinan Güzel sanatlar Üniversitesi Sedat Hakkı Eldem Oditoryum’unda 5-6-7 Mart tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. İlki 1969’da yapılan seminerin ana teması da “1969 Mimarlık semineri Bağlamında Geleceğe Bakmak” oldu. Seminer 1969’dan günümüze toplumsal gelişmeler ışığında mimarlık mesleğindeki değişim ile  mimarlığın gelecekteki yönelimini tartışıyor.
İki seminer arasında ilginç benzerlikler
Seminerin açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Büyükkent Şube Başkan Yardımcısı Kubilay Önal, 1969 yılındaki seminerin görece demokratik bir havada yapıldığını belirterek, “1969’daki seminerde ‘Mimarlıkta devrime doğru’ başlıklı açılış konuşmasında Gürol Gürkan; ‘Mimarlıkta devrim topluma yürümekle olacaktır’ demişti. Bugün geleceğe ilişkin umutlu bir ortamın olduğunu söylemek olanaksız. Ancak yeniden denemek için bu yolu oluşturduk” dedi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk ise konuşmasında “Mimarlık toplumun hizmetinde diyebilmeliyiz artık” diye konuştu. İl günün tematik sunuşlarından birisini gerçekleştiren Prof. Dr. İlhan Tekeli Türkiye’nin birinci sorununun demokrasi sorunu olduğunu söyledi. 1969 mimarlık semineri ile 2015 arasında ilginç benzerlikler olduğunu aktaran Tekeli, “o günkü seminer 68 gençlik olayları sürecinde günümüzde ise 2013 Gezi olaylarının ardından yapılıyor. Bugün yaşanmakta olan ötekileştirme üzerine inşa edilen demokrasi pratiği bir sistem haline gelmiş durumda. Toplum kamplara ayrılıp oylar başarılar üzerinden değil kamp sadakati üzerinden alınıyor. Siyasetin temeli de toplumu yalanla yaşatmak oluyor” dedi. Türkiye’nin bir demokrasi projesi olması gerektiğini ileri süren Tekeli, “Demokrasi yerel güçlü bir demokrasi olmalıdır. Toplumda yerel demokrasi güçlü değilse demokrasinin kalitesinden söz edilemez” dedi.
AKP için deniz bitti
Günün ikinci tematik sunuşunu yapan Prof. Dr. Doğan Kuban, “56 senedir yazıp çiziyorum artık hiç birşey bilmediğimi biliyorum. Avrupa Türkiye’ye benzemiyor. Avrupa ile Türkiye arasında çok kategorik farklar var. Plan uygulandığını görmedim ben. 80 milyonluk bir ülke böyle yaşayamaz. Bilimsiz yaşama imkanı yok” dedi.
Seminerin “Türkiye ekonomisinde 1980 dönüşümü ve sonrası” başlıklı 1. oturumunda Prof. Dr. Korkut Boratav’ın bildirisini, Prof Dr. Hayri Kozanoğlu ve Prof. Dr. Aziz Konukman değerlendirdiler. 1962 yılından günümüze ekonomi yönetimindeki dönemlerini yılık büyüme rakamları eşliğinde irdeleyen Boratav, 2003-2007 yılları arasına %7.3 büyümeyi gösteren yılları AKP’nin lale devrine benzetti. Sermaye ile AKP arasındaki lale devrinin bitmek üzerine olduğunu belirten Boratav, “Sermayenin genel programı uygulanıyor ama olay artık iktisatçıların, sosyal bilimcilerin değerlendirme alanından çıkmıştır. Mafya analiz edilemez” dedi. Prof. Dr. Mustafa Sönmez hiçbir zaman AKP’nin iktisat politikası olmadığını, süreci AKP yandaşı ve karşıtı sermaye grupları arasındaki çatışmanın belirleyeceğini söylerken, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu “Deniz bitti”  diye konuştu. Prof. Dr. Aziz Konukman seminere farklı sesleri çağırmalarına rağmen gelmediklerini aktararak, emeğe yönelik saldırıların geldiği boyutu 19. yüzyıl koşullarına benzetti. Konukman sözlerini, “19. yüzyılın yeni versiyonu hoş geldi. Mücadeleye devam” diye bitirdi.
Ekolojik kuşatma ve direniş
Günün ikinci oturumu olan “Türkiye için farklı sermaye paradigması mümkün müdür?” başlıklı sunumunda Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un sunduğu bildiri tartışıldı. Seminerin üçüncü oturumu “mekan-siyaset; Yeni kentleşme dinamikleri” başlığı altında Mücella Yapıcı, Tarık Şengül, Can Harmancı, Sema Erder ve Fuat Ercan tarafından gerçekleştirildi. Günün son oturumu ise “Türkiye’de neoliberal politikaların ekolojik kuşatması, direniş ve yeniden inşa” başlığı altında yapıldı. Prof. Dr. Aykut Çoban, Prof. Dr. Beyza Üstün, Fevzi Özlüer, Sinan Erensü ve Özer Akdemir’in katkı da bulunduğu ortak bildiri değerlendirilirken, sermayenin doğayı metalaştırma, neoliberal politikaların uygulama alanı haline getirmesi çabasına karşı yerellerdeki direnişlerin önemine dikkat çekildi. Oturumda, yerel direnişlerin merkezileşmesi ve ekolojik mücadelenin sınıf mücadelesi ile ilişkisi de değerlendirilen konular arasında yer aldı. (İstanbul/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 06 Mart 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...