25 Aralık 2022 Pazar

‘Çevreci’ Recep İvedik! (Pazar yazısı)

 

25 Aralık 2022 02:15


 


 “Çok güzel çevreci mesajlar veriyor” diyen bazı arkadaşların önerisi üzerine Recep İvedik-7 filmini izledim. “Çevreci” mesajlar verdiği doğru filmin ancak meselenin özüne dair bir mesajı yok ne yazık ki. Hatta o kısma bilinçli bir şekilde girilmemiş gibi geldi bana.

Ne mi demek istiyorum. Anlatmaya çalışayım;

Neredeyse 23 yıl oldu çevre-ekoloji haberciliği yapmaya başlayalı. Bu 23 yıldır izlediğim hiçbir çevre eylemi etkinliğinde devletin olay yerine sonradan geldiğini görmedim! Recep İvedik-7 filminde devlet (jandarma) filmin 1 saat 45 dakikasında sahne alıyor. O da işte senaryo gereği mecburen dahil edilmiş gibi bir durum gereği. Oysa devlet, çevre meseleleri ile ilgili olacak eylemin-etkinliğin içeriğine, şirketin hükümetle yakınlığına ve karşısında mücadele edenlerin sayısına göre hep kendine göre gerekli “önlemleri” alarak olay yerinde olmuştur. Çoğu zaman herkesten önce eylemin-etkinliğin yapılacağı yere, alana-salona gelir, sivil resmi görevlileri uygun bir alanda konuşlandırır, eğer gerekli görürse TOMA’sını, robokop giysili askerlerini olaylara anında müdahale edecek, gelenlerin gözünü korkutacak bir konuma yerleştirir ve bekler.

Devlet, öncesi ve sonrası ile bu işlerin her zaman içinde, önünde, dibindedir. Öncesinde şirketlerin isteklerini karşılamak, onların ayaklarına dolanan yasal düzenlemeleri düzeltmek, kanunları değiştirmek, her türlü ihtiyaçlarını gidermek için görevinin başındadır. Bir şirkete (enerji-maden-ulaşım, konut vs.) ülkenin herhangi bir yeri mi gerekiyor, “Hay hay, buyursunlar dükkan sizin!”

Artık bir dizi haline gelen Recep İvedikler AKP dönemini, onun kültürel yozluğunu anlatan en bilindik filmlerden birisi olacaktır diye düşünüyorum. “Vasatın iktidarını anlatan en iyi dönem filmleri” diye anılacaktır belki de ileride. Ancak ben işin bu kısımlarından öte, “çevreci” mesajlar verme kaygısı taşıyan son filminin, bu yönüne dair bir iki cümle etme gereği duyuyorum.

 

Fotoğraflar: Disney+

AKP ELEŞTİRİLERİ

Recep İvedik’in bu bölümünde AKP iktidarına yönelik eleştiriler olduğu açık. İvedik’in elektrik faturasını gördükten sonra Edison’a ettiği küfürleri, ampulü söndürme söylemlerinin yanı sıra Cengiz Holdingin sahibi Mehmet Cengiz’in halka ettiği küfürlere yönelik çağrışımlar, altın kaplı ejder meyvesi sahnesi gibi değinmeler argo ile harmanlanmış birer politik-eleştiri aslında. “Yüzde elliyi geçince basarım kamulaştırmayı” söylemi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni özetliyor. “Ağaçları taşıyacağız” diyen şirket müdürüne, “100 yıllık çamı nereye taşıyacaksınız lan!” sözleri ise son dönemdeki zeytinliklerin taşınması tartışmasına bir vurgu.

 

Fotoğraflar: Disney+

KADINLARIN ÖNDERLİĞİ ÇOK DOĞRU TESPİT

Çevre-ekoloji mücadelelerinin kadınların öncülüğünde geliştiği, onların yaşam alanlarını korumak için nasıl inançla direndikleri filmde öne çıkarılan çok doğru tespitler arasında.

Öte yandan, iktidarın politikalarını eleştiren filmde devlete gelişmeleri gizli saklı takip eden sonrasında da halkın, hukukun yanında yer alan kutsal bir güç olarak hiç dokunulmuyor. Öyle ki, devletin jandarması bu direnişte iki yerde, bir astsubay ve birkaç askerle görünüyor. O da birinde filmin sonlarına doğru ve diğerinde en sonunda, şirket müdürünün tutuklanması sahnesinde.

Geçen yaz orman yangınları sürecinde attığı tweetler ve video mesajlarla iktidarın yangınlar konusundaki beceriksizliklerini, basiretsizliğini, politikalarını eleştiren, bu nedenle de AKP’nin ve trollerinin hışmına uğrayan Şahan Gökbakar’ın Recep İvedik-7 filminin bu cenah tarafından topa tutulmasının nedenlerinden birisinin filmde verdiği iktidar karşıtı bu mesajlar olduğu  çok açık. Televizyoncu Ahmet Hakan’ın “bayağı-pespaye” bulmasının altında yatan belki de en önemli neden, filmin iktidara yönelik eleştiriler içeren söylemleri muhtemelen. Ki Recep İvedik’in bir iki bölümünü izlemiş birisi olarak belki de en az küfürlü, en az “iğrenç” ögeleri bulunan en izlenebilir bölümünün de bu son film olduğunu düşünüyorum.

 


Fotoğraflar: Disney+

DEVLETİ ELEŞTİRİNİN DIŞINDA TUTMA ÇABASI

Recep İvedik-7’nin siyasi iktidarı eleştirirken, devlet aygıtını bu eleştirilerin dışında tutma çabası filmin vermek istediği mesajı zayıflatan ve aslında sıfırlayan yönlerinden birisi. Çevre-ekoloji mücadelelerini anlatırken devleti işin içinden çıkaramazsınız. Bütün suçu iş başındaki siyasi iktidara yıkıp kurtulamazsınız.

Devlet bütün kurum ve kuruluşlarıyla bu işin tam göbeğindedir çünkü. Burjuva devletin varlığının en önemli nedenidir kendisini örgütleyen sınıfın çıkarlarını korumak, kollamak. İş başına gelen bütün iktidarlar ve oluşturulan devlet kurumları bu işin devamı ile mükelleftir. Çarkın dışına çıkmaya çabalayanlar ise itina ile ya bastırılarak güdük bırakılır, ya törpülenir, ya da yok edilir!

Bergama Kozak Yaylası’nın o muhteşem doğası ve kendine özgü jeolojik yapısı içinde çekilen, yöre insanının şivesi ile şenlendirilen filmde, siyasi-iktidar-devlet iç içeliğinin atlanması bilinçli bir tercih aslında. Oysa, devletin bu mücadelelerdeki tarafgirliğinin perdelenmesi, yaşam alanlarını korumaya çalışan halka-köylüye yönelik sert müdahaleleri, şirketlerin vali-kaymakam-belediye başkanı gibi kamu görevlilerinin koruyup kollaması ile işlerini tıkır tıkır yürütmesi, hukukun hemen her durumda sermayeden yana kararlar üretmek için kurgulanması gerçeğini ekoloji mücadelelerinden çıkardınız mıydı doğruyu söylemiş olmazsınız. Geriye işte Recep İvedik-7 filminde olduğu gibi kuru bir siyasi iktidar eleştirisi ve “çevreci” bir iki söylem kalır.

 


Fotoğraflar: Disney+

MADENCİ ŞİRKETİN PATRONU KOZAK YAYLASI’NDAN VAZGEÇMEDİ

Şuna emin olun filmin sonunda halkın, helikopterine “hareket çekerek” uğurladığı “büyük patron” Kozak Yaylası’ndan vazgeçmedi. Filmi izledikten sonra şöyle internette kısa bir tarama yaparsanız, “büyük patron”un Kozak Yaylası Gelintepe mevkiinde altın madeni işletmek için sondajlara başladığını göreceksiniz. Çukuralan da işletilen altın madeninin kapasite artışına yönelik açılan davaların hiçbir işe yaramadığını okuyacaksınız. Davaların kazanılmasına rağmen Çukuralan’ın yerle yeksan edilen, çam ormanları ile kaplı tepelerinin cehennem çukuruna döndürülen halini uydu fotoğrafları ile izleyeceksiniz.

Helikopteriyle Recep İvedik ve köylülerin şirketle dalaşmasını izleyen ‘büyük patron’, sahnenin ardında kendisinin olduğu ortaya çıkarılmadığı sürece, halka “nanik” yapmaya devam edecek. Büyük patrona “hareket çekmek” ancak onun önündeki perdeyi kaldırmakla ve onu halkla baş başa bırakmakla mümkün olabilir.

 https://www.evrensel.net/yazi/92194/cevreci-recep-ivedik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...