Özer AKDEMİR
"İnsan bir yakınını kaybetmiş gibi oluyor. Yavaş yavaş
ölüyor ve sen bir şey yapamıyorsun. Tıpkı Ali dedem gibi. Duvara yaslanır
gelecek torunları beklerdi. Onu kaybettik. Şimdi hatırasını da çöplük ten
çıkarılacak altınlara gömdük. Hoşçakal istasyon"... Bağıştaş Barajı'nın
sularına gömülen İliç tren istasyonun yiten yapılarına söylenen bir ağıt
aslında bu sözler. İliç'le ilgili sosyal medyadaki bir sayfada paylaşılan
barajın tren istasyonunu yuttuğunu gösteren fotoğraflara yapılan yorumlardan
birisi. Başkaca yorumlar da var; "Tüm anılar da sulara gömülüyor",
"İnsanın en yakınını kaybetmesi gibi birşey. Yazık oldu, birilerinin
çıkarları için...", "Herkes beni mi buldu diyor; ne olması
bekleniyordu? Elbette ki bizi bulacaktı, doymak bilmeyen Kapitalizm nasıl var
olacak? İşte böyle bizleri bulup yok ederek, ta ki biz de aklımızı başımıza
etkin mücadele etmeyi öğreninceye kadar". İliç İstasyonu anılar ve
hüzünleri doldurarak tren vagonlarına, son katarını uğurladı. Geçti dost kervanı...
Barajın 300
metre ötesinde çıplak bir tepede, Çöpler Köyünün eski
yerinde siyanürle altın üretimi yapılıyor. Eğimli bir bozkır yamacından
kuşbakışı görülüyor baraj. Çöpler Köyü, altın madeni alanında kaldığı için
hemen bu barajın yanı başına taşınmış. 33 hane iki katlı konutlar yapılarak,
camisi, imamevi ile Fırat ve baraj manzaralı bir yere getirilip kondurulmuş.
Tıpkı bir zamanlar Bergama Ovacık Köylülerinin başına gelenler gelmiş Çöpler
köyünün başına da.
Tası, tarağı, mezarıyla bir köy sürgün edilmiş toprağından.
Yakına, ama anılardan bin yıl öteye. "Geçti dost kervanı"...
Madenden taş yuvarlansa sulara düşecek adeta. Öylesine
eğilmiş Fıratın üstüne. Dünyanın "en vahşi yöntemi, siyanür yığın liçi"
yapılıyor, zehir sızdırılıyor toprağa, taşa. Tepenin ortasında bir ur gibi her
geçen gün büyüyen açık ocağın 'cehennem çukuru' görüntüsü dışında da etkileri
görülmeye başlamış madenin. Erzincan tulumunun vatanında, küçükbaş hayvancılık
ölmek üzere, arıcılık can çekişiyor. Yöre halkının ve bilim insanlarının en
büyük korkusu ise siyanürün Fırat'a karışması. Bu korku kabusa dönüşmeye
başlamış bile; İTÜ ve Kocaeli Üniversiteleri öğretim üyeleri tarafından 65.
Jeoloji Kurultayı'na sunulan bir araştırma da altın sahasındaki arseniğin
kökeni, taşınımı ve tutunumu incelenmiş. Maden sahasının farklı noktalarından
alınan örneklerden sonra, "İncelenen kayaç örneklerinin çoğunda arsenik
salınımı, içme suları için müsaade edilen limitin üzerinde çık"tığı
belirtiliyor. Zehir, yaban
armudunun, kekiğin dallarına yürümüş!
"Geçti dost kervanı"...
"Geçti dost kervanı"...
SU DURULDU
İTÜ'de Jeoloji Mühendisliği öğretim üyesi iken siyasi
nedenlerle işine son verilen İliç'li Nusret Temürlenk şimdi tam o barajın ve
madenin yakınındaki Dostal Köyünde hayvancılık yapıyor. Baraj çalışmaları
nedeniyle 200 ineği ölmüş. Yıllarca eğitimini aldığı ve öğrettiği bir dersin
uygulamasıyla karşı karşıya. Barajın su tutması ile birlikte suyun kimyasındaki
değişikliği gözlemliyor; "Yosunlaşma başladı. 7 kilometre hızla giden
su, önünün tıkanarak durması sonrasında 7 kat daha fazla güneşe maruz kalıyor.
Bu da yosunlaşmayı doğruyor. Bağıştaş Köyü sinek içinde" diyor. Temürlenk,
barajın birinci sınıf tarım arazilerini yutmasına ve verimli toprakların
Keban'ı doldurmasına da dikkat çekerek, bu duruma sessiz kalmayı doğaya ve
vatana ihanet olarak yorumluyor.
Bağıştaş Barajı dolmaya başlayınca İliç'in İstasyon
Mahallesi, Elmacık Köyü, Yeşilyurt Köyleri boşaltıldı. Evler, tarih, anılar
sulara gömülüyor. İliç'in komşusu Kemah’ta yapımına başlanan Kemah Barajı da Urartu,
Roma, Pers, Arap, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına ait onlarca arkeolojik
mirası sular altında bırakacak. Bölge de acilen bir kurtarma çalışması
yapılmazsa Anadolu'nun kadim halklarından binlerce yıl sonraya taşınan son
izler yitip gidecek.
"Geçti dost kervanı"...
"Geçti dost kervanı"...
ALLİANOİNİN
DUYULMAYAN ÇIĞLIĞI
Bergama yakınlarındaki Allianoi antik kenti şimdi Yortanlı
Barajının suları altında kayboldu. Geçtiğimiz günlerde, barajı tepeden gören
bir noktadan çekilen fotoğrafın altına düşülen not, yaşananları özetler gibi;
"Allianoi antik kenti. Pardon! Yortanlı Barajı!.." 1800 yıllık hala
sıcak suyunu koruyan sağlık yurdu Allianoi'nin, ömrü 40-50 yıl olan Yortanlı
Barajının suları altında kalmasını önlemek için uzun yıllar mücadele edildi.
Başta Allianoi'yi gün yüzüne çıkaran arkeolog ekibinin başı Doç. Dr. Ahmet
Yaraş olmak üzere, çok sayıda bilim insanı ve yurttaş çırpınıp durdular
yıllarca. "Henüz %30'u dahi kazılmadı Allianoi'nin. Tarihe kıymayın" çığlıklarına
rağmen sulara terk edildi antik kent. Onlarca genç arkeoloğun korkunç bir
sabır, disiplin ve özveriyle, üzerindeki toprakları fırçalarla temizleyip oda
oda kazdıkları antik kent şimdi suların altında. Yortanlı'nın durgun suları,
1800 yıllık bir tarihin son gömütlüğü oldu.
"Geçti dost kervanı"...
"Geçti dost kervanı"...
HIZIR BABA MEZARI
Dersim Pembelik Barajı'nın yuttuğu Gole Xızır ziyareti ise
yöre insanının kutsallarından birisi. "Hızır baba'nın mekanı"
dedikleri bu yer, Dersimlilerin kurban kesip adaklar adadıkları, dualar
ettikleri bir kutsal mekandı. Yaşlıca bir Dersim'li, ziyaret yerinde sadece
tepesi kalan ağacın dallarına Pembelik suyuna gözyaşlarını akıtıyor. Hızır Baba
mekanı, Hızır Baba mezarı olmuş şimdi. Tarihin en büyük zulümlerinden birisine
uğramış, kırımı yaşamış Dersim'linin "yetiş ya Hızır" diye yardıma
çağırdığı Hızır Babayı da yutmuş kar hırsı...
"Geçti dost kervanı eyleme beni"...
"Geçti dost kervanı eyleme beni"...
Eklenme Tarihi: 04 Ocak 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder