4 Ocak 2013 Cuma

Pehlivan’dan Don Kişot olur mu?


Fotoğraf: Pehlivan’dan Don Kişot olur mu?

Özer AKDEMİR

Ünlü Bayramiç elmasına patent alma çalışmaları için Ankara’ya giden, TBMM’de milletvekillerine ve bakanlara 3 ton elma dağıtan Bayramiç Ziraat Odası Başkanı’na, kendi köyündeki altın madenciliği ile ilgili bir şey yapıp yapmadığını sorduk. “Ben Donkişot değilim” yanıtını verdi.

“Bayramiç beyazı” adı ile tescil edilen endemik tüysüz şeftalinin ardından yine yöreye özgü Bayramiç elmasının da tescili için ziraat odaları ve üniversite işbirliği ile çalışmalar yapılıyor.  

Çanakkale’nin ilçesi Bayramiç’te yılda 110 bin ton elma üretiliyor. Bu miktar Türkiye’nin elma üretiminin %6’sına denk geliyor. Bayramiç elması, tadı, kokusu ve rengi gibi özellikleriyle ülkemizde üreticiliği yapılan diğer elmalardan ayrılıyor. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş, marka haline getirmek için çalıştıkları Bayramiç elmasının kalitesinin kaynağını Kazdağları olarak gösteriyor. Aynı zamanda Bayramiç Ziraat Odası danışmanlığını da yapan Kaynaş elmalardaki bu farklılığın nedenlerini şu sözlerle açıklıyor; “Bu elmaların aynısından başka illerde de yetiştiriliyor. Ancak Bayramiç elmasının kalitesini bulması mümkün olmuyor. Çünkü, orda yetiştirilen elmalarda yapılan analizlerle, bizim Çanakkale’de yetiştirdiğimiz elmalarda yaptığımız analizleri karşılaştırdığımız zaman çok önemli farklılıklar olduğunu görüyoruz. Bir kere Bayramiç elmasının kabuk yapısı çok güzel. Bunun tamamı Kazdağları’ndan kaynaklanıyor”. 

ALTIN MADENCİLİĞİ KAZDAĞLARININ SONU OLUR

Prof. Dr. Kaynaş, yıllardır Kazdağları’nda yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı çıkan, bu karşı çıkışını yaptığı bilimsel araştırmalarla destekleyen bir bilim insanı. Kaynaş, Zengin biyolojik çeşitliliği ile uluslararası değerlendirme ölçütlerine göre “Önemli Bitki Alanı ve Önemli Doğa Alanı” olarak kabul edilen Kazdağları’ndaki altın işletmeciliğinin yöre için tam bir felaket olacağı uyarısında bulunuyor.  

 Kaynaş’ın uyarılarından en büyük payı alanların başın da ise bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinenler alıyor.  Kaynaş, zeytin üreticiliği başta olmak üzere tüm bitkisel üretimin olumsuz etkileneceğini, tarımın can damarı olan su kaynaklarının tamamının kirleneceğini ve tarımla uğraşan yaklaşık 750 bin kişinin bundan olumsuz etkileneceğini dile getiriyor. Bu uyarıları kalemini, bilgisini sermayenin hizmetine sunmayan başka birçok bilim insanı da yapıyor.

USANDIM ARTIK BU İŞLERDEN!

Bilim insanları altın madenciliğinin Kazdağları’nın sonu olacağı uyarısını yaparken, bir yandan da onlarca madenci şirket üretim için gün sayıyor. Sondaj çalışmaları biten şirketler tesis kurma aşamasına geliyor. İşte bunlardan birisi de Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan’ın köyü Karaköy. Karaköy adı geçtiğimiz günlerde maden alanına köylülerin yaptığı protesto yürüyüşü ve üç köylüye Çan Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen üç köylü gence maden alanına 3 ay boyunca yaklaşmama cezası ile gündeme gelmişti. Bu olayın muhtarla madenciler arasındaki bir rant kavgası olduğunu ileri süren Pehlivan’a göre daha önce madencilerle arası iyi olan köy muhtarı sorun yaşayınca bu türden olaylar başlamış. Siyanürle altın üretimine karşı olduğunu söyleyen Pehlivan, yöresinde ve köyündeki bu madencilik faaliyetlerine nasıl engel olunacağı sorusuna ise, “Usandım artık bu işlerden” diye yanıt verdi. 

BUNLARIN AKLI FİKRİ ÇEVRECİLİK!

Çanakkale Çevre Platformu ve CHP milletvekillerinin altın madenciliği karşıtı söylem ve eylemlerini doğru bulmadığını söyleyen Pehlivan ne yapılabileceği ile ilgili sorumuzu şöyle yanıtladı; “Ben ne yapabilirim ki? Yürüyüşlere karşıyım. Ben usandım bu işlerden. Bunların da aklı fikri çevrecilik. 

Yürüyüşten, eylemden başka bir şey bilmiyorlar.” Yürüyüşler, eylemler yerine hükümete, cumhurbaşkanına kadar gidilerek madenciliğin zararlarının anlatılması gerektiğini ve onların ikna edilebileceğini ileri süren Pehlivan, Çanakkale Valisi’nin bu yöntemle ikna edilmesi sonucu madenlerin zararı ile ilgili araştırma yaptırdığını söyledi. Pehlivan’a, “Ak Parti bu madenlerin çıkarılmasını istiyor” sözleri ile “yürüyüş yerine yetkililerin ikna edilmesi gerekir” görüşünün çelişmesini sorduğumuzda ise şunları söyledi, “Ben yürüyemem arkadaş. Olmadı bırakırımı oda başkanlığını. Ben yürüyüş yapamam, Donkişot değilim”. 

(Bayramiç/EVRENSEL)

Özer AKDEMİR


Ünlü Bayramiç elmasına patent alma çalışmaları için Ankara’ya giden, TBMM’de milletvekillerine ve bakanlara 3 ton elma dağıtan Bayramiç Ziraat Odası Başkanı’na, kendi köyündeki altın madenciliği ile ilgili bir şey yapıp yapmadığını sorduk. “Ben Donkişot değilim” yanıtını verdi.

“Bayramiç beyazı” adı ile tescil edilen endemik tüysüz şeftalinin ardından yine yöreye özgü Bayramiç elmasının da tescili için ziraat odaları ve üniversite işbirliği ile çalışmalar yapılıyor.

Çanakkale’nin ilçesi Bayramiç’te yılda 110 bin ton elma üretiliyor. Bu miktar Türkiye’nin elma üretiminin %6’sına denk geliyor. Bayramiç elması, tadı, kokusu ve rengi gibi özellikleriyle ülkemizde üreticiliği yapılan diğer elmalardan ayrılıyor. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş, marka haline getirmek için çalıştıkları Bayramiç elmasının kalitesinin kaynağını Kazdağları olarak gösteriyor. Aynı zamanda Bayramiç Ziraat Odası danışmanlığını da yapan Kaynaş elmalardaki bu farklılığın nedenlerini şu sözlerle açıklıyor; “Bu elmaların aynısından başka illerde de yetiştiriliyor. Ancak Bayramiç elmasının kalitesini bulması mümkün olmuyor. Çünkü, orda yetiştirilen elmalarda yapılan analizlerle, bizim Çanakkale’de yetiştirdiğimiz elmalarda yaptığımız analizleri karşılaştırdığımız zaman çok önemli farklılıklar olduğunu görüyoruz. Bir kere Bayramiç elmasının kabuk yapısı çok güzel. Bunun tamamı Kazdağları’ndan kaynaklanıyor”.

ALTIN MADENCİLİĞİ KAZDAĞLARININ SONU OLUR

Prof. Dr. Kaynaş, yıllardır Kazdağları’nda yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı çıkan, bu karşı çıkışını yaptığı bilimsel araştırmalarla destekleyen bir bilim insanı. Kaynaş, Zengin biyolojik çeşitliliği ile uluslararası değerlendirme ölçütlerine göre “Önemli Bitki Alanı ve Önemli Doğa Alanı” olarak kabul edilen Kazdağları’ndaki altın işletmeciliğinin yöre için tam bir felaket olacağı uyarısında bulunuyor.

Kaynaş’ın uyarılarından en büyük payı alanların başın da ise bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinenler alıyor. Kaynaş, zeytin üreticiliği başta olmak üzere tüm bitkisel üretimin olumsuz etkileneceğini, tarımın can damarı olan su kaynaklarının tamamının kirleneceğini ve tarımla uğraşan yaklaşık 750 bin kişinin bundan olumsuz etkileneceğini dile getiriyor. Bu uyarıları kalemini, bilgisini sermayenin hizmetine sunmayan başka birçok bilim insanı da yapıyor.

USANDIM ARTIK BU İŞLERDEN!

Bilim insanları altın madenciliğinin Kazdağları’nın sonu olacağı uyarısını yaparken, bir yandan da onlarca madenci şirket üretim için gün sayıyor. Sondaj çalışmaları biten şirketler tesis kurma aşamasına geliyor. İşte bunlardan birisi de Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan’ın köyü Karaköy. Karaköy adı geçtiğimiz günlerde maden alanına köylülerin yaptığı protesto yürüyüşü ve üç köylüye Çan Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen üç köylü gence maden alanına 3 ay boyunca yaklaşmama cezası ile gündeme gelmişti. Bu olayın muhtarla madenciler arasındaki bir rant kavgası olduğunu ileri süren Pehlivan’a göre daha önce madencilerle arası iyi olan köy muhtarı sorun yaşayınca bu türden olaylar başlamış. Siyanürle altın üretimine karşı olduğunu söyleyen Pehlivan, yöresinde ve köyündeki bu madencilik faaliyetlerine nasıl engel olunacağı sorusuna ise, “Usandım artık bu işlerden” diye yanıt verdi.

BUNLARIN AKLI FİKRİ ÇEVRECİLİK!

Çanakkale Çevre Platformu ve CHP milletvekillerinin altın madenciliği karşıtı söylem ve eylemlerini doğru bulmadığını söyleyen Pehlivan ne yapılabileceği ile ilgili sorumuzu şöyle yanıtladı; “Ben ne yapabilirim ki? Yürüyüşlere karşıyım. Ben usandım bu işlerden. Bunların da aklı fikri çevrecilik.

Yürüyüşten, eylemden başka bir şey bilmiyorlar.” Yürüyüşler, eylemler yerine hükümete, cumhurbaşkanına kadar gidilerek madenciliğin zararlarının anlatılması gerektiğini ve onların ikna edilebileceğini ileri süren Pehlivan, Çanakkale Valisi’nin bu yöntemle ikna edilmesi sonucu madenlerin zararı ile ilgili araştırma yaptırdığını söyledi. Pehlivan’a, “Ak Parti bu madenlerin çıkarılmasını istiyor” sözleri ile “yürüyüş yerine yetkililerin ikna edilmesi gerekir” görüşünün çelişmesini sorduğumuzda ise şunları söyledi, “Ben yürüyemem arkadaş. Olmadı bırakırımı oda başkanlığını. Ben yürüyüş yapamam, Donkişot değilim”.

(Bayramiç/EVRENSEL)

http://www.evrensel.net/news.php?id=45707
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=518898858144471&set=a.123634057670955.13149.123575381010156&type=1&theater

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...