2 Ocak 2013 Çarşamba

Çiftçinin fendi ‘madeni’ yendi!


İzmirli çiftçi Karaçam, ‘ata yadigârı’ topraklarını Tüprağ Metal’e satmayarak mahkemeye gitti. Dava sonunda şirketin deneme izni iptal edildi

Çiftçinin fendi  ‘madeni’ yendi!

SAMET AKTEN İstanbul


İzmir’in Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru köyündeki Tüprağ Metal Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş, köyde altın aramak için deneme izni aldı. Şirket köylülerin maden sahasında kalan arazilerini almak istedi ancak köylüyer satışa yanaşmadı. Daha sonra Bakanlar Kurulu’ndan köylülerin arazileri için acele kamulaştırma kararı çıktı. Karar yargıya taşındı. Danıştay, kamulaştırmanın iptali ve kararın durdurulması istemiyle açılan davayı reddederek Bakanlar Kurulu’nun kararını onayladı.
Bunun üzerine köylülerin büyük bölümü rıza gösterip arazilerini şirkete sattı. Ancak bölgede üzüm bağları bulunan çiftçi Ahmet Karaçam arazilerini vermeyerek Danıştay kararını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıdı. Ve Karaçam’ın hukuk mücadelesi sonuç verdi. Kamulaştırma kararı durduruldu.

‘Atalarımdan yadigâr’
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından Efemçukuru Altın Madeni işletmesinin deneme izninin iptaline ilişkin açılan davada da sağlık bandında kalan arazilerin tamamı kamulaştırılmadığı için işletmeye verilen deneme izni iptal edildi. İzin iptaline neden olan araziler çiftçi Karaçam’a aitti. Eşi ve çocuklarıyla birlikte hayatının tümü Efemçukuru’nda geçen Ahmet Karaçam’ın, “Ata yadigarı” dediği topraklarını satmaya hiç niyeti yok. Madencilik faaliyetlerinin çevreye zarar verdiğini söyleyen Karaçam, “Cebimde çay parası bile olmasa atalarımdan kalan üzüm bağlarını satmayacağım” dedi. 15 yaşından beri bu topraklarda çiftçilik yaptığını söyleyen Ahmet Karaçam, topraklarını kaybetmediği için mutlu. Karaçam, atalarından kalma üzüm bağlarını altın madencilerinden kurtardığını belirterek, şöyle konuştu:

Tek temiz su havzası
“30 yıldır bu topraklarda çalışıyorum. Babamın, dedemin alın teri parayla ölçülmez. Toprağı kirleterek, üzüm bağlarımı yok ederek madencilik olmaz. Herkes malını sattı bir tek ben kaldım.
Devlet gelip beni buradan atana kadar üzüm bağlarımı vermeyeceğim. Kamulaştırma kararından sonra arazimin çevresini tel örgülerle kapattılar. Davayı kazandık ama tarlamıza ulaşmak için hâlâ tel örgülerden geçiyoruz. Ben sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim.”
Efemçukuru Altın Madeni’ne karşı açılan davaların avukatlığını yapan aynı zamanda Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Avukat Arif Ali Cangı da “Ahmet Karaçam sayesinde İzmir’in tek temiz su havzasını kurtarma fırsatı doğdu. Karaçam şirketin, devletin, köylünün baskısına boyun eğmeden büyük bir hukuk mücadelesi verdi. Ahmet Karaçam gibi tüm İzmirlilerden şehrin temiz su havzasını korumak için destek bekliyoruz” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...