17 Temmuz 2013 Çarşamba

İnkar hükümetin kalesi!...

İnkar hükümetin kalesi!...
SULARIN KİRLENMESİNİ, HAYVAN ÖLÜMLERİNİ İNKAR ETTİLER



Özer AKDEMİR

İstanbul Bağımsız milletvekili A. Levent Tüzel’in Kazdağlarındaki madencilik faaliyetleri ile ilgili üç bakanlığa verdiği yazılı soru önergelerine yanıt geldi. Tüzel, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Çevre ve Şehircilik ile Orman ve Su İşleri bakanlıklarına yönelttiği sorularda Kazdağlarındaki madencilik faaliyetleri sonrası meydana gelen su ve toprak kirliliği ile ilgili gelişmeleri aktararak, hem bölgede yapılan faaliyetin uygun olup olmadığını sorgulamış, hem de meydana gelen olumsuzluklara yanıt aramıştı.

Her üç bakanlığın da özellikle ÇED mevzuatı ve madencilik faaliyetleri ile ilgili yasal düzenlemeleri aktararak verdiği yanıtlarda, son aylarda madencilik faaliyeti nedeniyle kirlenen sular, zehirlenen insanlar ve hayvan ölümleri de inkar ediliyor!..

SUÇLU AŞIRI YAĞMURMUŞ!
Tüzel’in Havran da, geçtiğimiz yıl sonbaharda çıkan orman yangınına o bölgedeki bakır-molibden madeninin havuzundan alınan suyla müdahale edilmesi sonrası yaşanan balık ölümleri ve bir kişinin zehirlenmesi ile ilgili sorusuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atık barajı “kimyasallar çevre için zararlı maddeler sınıfında değildir… suların toprağı ve yeraltı sularım kirletmesi olası değildir” yanıtını verdi. “Altın madeninin zenginleştirilmesi işlemlerinde siyanür kullanımı tüm dünyada kullanılan bir yöntemdir ve alternatifi yoktur” diyerek adeta altın madencilerinin sözcülüğüne soyunan Bakanlık, Havran çayında yaşanan balık ölümlerinin suçunu da ‘aşırı yağmur’a yükledi! Bakanlık atık havuzundan alınan su ile söndürülen yangın sonrasında bölgede insan sağlığının, bitki örtüsü ve hayvan neslinin zarar gördüğüne dair kendilerine kamu kurum ve kuruluşları ya da vatandaşlardan herhangi bir şikâyette veya bildirimin yapılmadığını da ileri sürdü. Oysa o olayın ardından yöredeki çevre örgütleri ve milletvekilleri çeşitli açıklamalar yapmışlar, soru önergeleri vermişlerdi. Hatta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bile balık ölümlerini “sadece 7 balık öldü” diye küçümseyerek de olsa kabul etmişti.
Eroğlu, Tüzel’in sorularına verdiği yanıtta Kazdağlarındaki altın madenlerinin milli parkın dışında kaldığını ileri sürdü. Burhaniye Kent Konseyinin daha 2011 yılında yaptığı açıklamada verilen bilgiler bakanın yanıtı ile örtüşmüyor; Türkiye Kent Konseyleri Platformu'nun 4. Olağan Genel Kurulunda siyanürlü altın madenlerinin yarattığı çevre tahribatı ile ilgili sunumda Kent Konseyi “…Kazdağı’nın kuzeyinde 34’ü altın-gümüş olmak üzere yüzlerce maden ruhsatı verildi. Güneyinde ise 26’sı Milli Park’ta 100’e yakın maden ruhsatı dayatıldı” diyor.

LAFTA KALAN SÖZLER

Tüzel’in sorularını Çevre Kanunu, ÇED yönetmeliği ve Maden Kanununa atıflarda bulunarak yanıt veren, yapılan işlemlerin yasal olduğunu ileri süren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, altın madeni izinleri verilirken “ sit alanları, su kaynakları, baraj gölleri, yerleşim yerleri ve mutlak koruma alanları”nın mutlaka göz önünde bulundurulduğunu iddia etti. Bakanlık, yapılacak denetimlerde çevre ve insan sağlığına zarar veren faaliyette bulunulduğunun tespiti halinde madenlerin faaliyetlerinin durdurulduğunu ileri sürdü. Oysa, geçtiğimiz Nisan ayında Bayramiç Karaköy ile Çan’ın Kızılelma Köyü arasında bulunan altın madeni sondaj alanındaki sondaj göletinde meydana gelen sızmanın ardından yöredeki derelere kimyasal madde karıştığı yapılan denetimlerde kesinlik kazanmıştı. Kimyasal madde yer altı sularının yanı sıra bölgedeki Kırma Deresi’ne, oradan da Bayramiç Barajına karışmıştı. Maden sondajlarına tepki gösteren üç gence ‘üç ay sondaj alanına gitmeme’ cezası verilirken, madenci şirket de bu gençlere 7200 dolarlık dava açmıştı. Sulardan alınan numunelerde kimyasal madde kirliliğinin netleşmesinden sonra Bakanlığın ‘kapatırız’ dediği madene verilen ceza ise sadece 43 bin lira da kaldı! Madene verilen bu para cezası yaşam alanlarını korumak isteyen köylülerin haklılığını gösterirken, bir yandan da Bakanlığın “çevre ve insan sağlığına zararını görürsek faaliyeti durdururuz” sözünün lafta kaldığını ortaya koydu.

(İzmir/EVRENSEL)
www.evrensel.net/news.php?id=58509www.evrensel.net/news.php?id=58509

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...